English French German Spain Italian Dutch Russian Portuguese Japanese Korean Arabic Chinese Simplified

++Sitene Ekle
evdeçalışarakkazan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
evdeçalışarakkazan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Mart 2015 Salı

DOLARIN YÜKSELİŞİ VE EKONOMİYE ETKİLERİ

                Bu makale ‘Doların Yükselişi ve  Ekonomiye Etkilerinden’ bahsedilmek üzere hazırlandı. Eğer az çok ekonomiyi takip ediyorsanız doların çok hızlı bir şekilde yükseldiğini görmüşsünüzdür. Belki de birikiminiz ile dolara yatırım bile yapmış olabilirsiniz.
               
                Peki ama Dolar neden bu kadar yükseldi ? ekonomi bundan nasıl etkilendi ? Yoksa siyasilerin söylediği gibi doların yükselmesi vatandaşları ilgilendiren bir konu değil mi ?

       Doların Çöküşü
                
                Öncelikle zamanda bir yolculuk yapalım ve 2008 yılına gidelim dünyanın en büyük bankalarından biri olan Lehman Brothers’ in 613 milyar Dolar borcu sebebiyle iflasıyla ABD tarihinin en büyük iflasını yaşadı. Bu iflasa sebep olan ABD’ de meydana gelen mortgage kredilerinin geri ödenememesiydi bununla birlikte Tüm Avrupa ve ABD’ de ekonomik göstergeler negatife dönerken tüm dünya ekonomisi neredeyse resesyona girdi.

Resesyon: Herhangi bir ekonomide iki veya daha fazla çeyrek yıllık periyotta arka arkaya büyümenin negatif olması demektir.

    Dolayısı ile ülke ekonomileri küçüldü, sermaye girişleri durdu, işsizlik arttı ve ülke para birimleri değer kaybetmeye başladı. Ve bu dönem Gelişmekte olan para piyasaları için büyük bir fırsattı çünkü tüm sermaye bu ülkelere akmaya başladı. Ardından gelen Yunanistan’ın iflası İtalya ve İspanya’nın iflasın eşiğinde olması gibi durumlardan ötürü 2008 yılında serbest piyasada Dolar kuru 1.1860 Euro ise 1.7280 fiyatlarını görerek dip yaptı, bu düşüşün sebepleri elbette ki Türkiye’nin ekonomide yapmış olduğu inanılmaz reformlar değil krize giren ABD ve Avrupa’daki sermayenin Gelişmekte olan para piyasalarına akmasıydı bununla birlikte kurlar düşmüş enflasyonda kademeli olarak 2008’den 2011 yılına kadar düşüşler yaşamıştır. Altın’ın 10 yıllık ons fiyatını incelediğimizde ise 2006 yılından itibaren başlayan yükselme trendi hız kazanmış ve bu yükseliş trendi 2011 yılına kadar sürerek fiyatlar 1800 doların üzerine çıkmıştır. Altın fiyatlarına baktığımızda da 2006 yılında başlayan yükseliş trendi aslında 2008’de çıkacak büyük krizin habercisi niteliğinde olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü altın ve gümüş gibi değerli metaller güvenli liman vazifesi görür ve ekonominin durgunluğa girdiği dönemlerde sermaye bu metallere akar. 10 yıllık ons fiyatlarını incelediğinizde daha net görebileceksiniz. Huzur ve sükunetin olmadığı ortamlarda sermaye durmaz kaçar bununla birlikte Tüm Avrupa ve ABD’den çıkan sermayenin bir kısmı da Türkiye Cumhuriyeti’ne girdi bunun sebebi elbette ki Türkiye’de mevduata verilen yüksek faizdi Türkiye’de sıcak paraya bağlı bir ekonomi olduğu için 2008-2011 yılları arası yanıltıcı bir refah dönemi yaşandı. Kurların düşüşü, enflasyonun düşüşü tüm dünya resesyona girerken Türkiye’nin beklenende daha iyi bir büyüme verisi kaydetmesi cari açığın düşüş göstermesi gibi olumlu ekonomik veriler hep bu yanıltıcı refah döneminde yaşandı. Tüm Dünya’nın resesyona girmesi ve birçok ekonominin mevduat faizlerinde 0 veya – faiz vermesi bu ekonomilerden çıkışa ve sermayenin gelişmekte olan para piyasalarına akmasına sebep oldu. Ve Türkiye ayağına gelen bu fırsatı iyi kullanamadı


Doların Yükselişi

ABD Merkez Bankası FED çok akıllı bir strateji izleyerek ülke ekonomisini toparladı ve bence bunu çok kısa sürede başardı. Negatif faiz politikası izleyerek paranın ekonomide farklı iş kollarına akmasını sağladı yeni açılan iş kolları yeni istihdam alanları oluşturdu ve kademeli olarak işsizliği düşürdüler. Varlık alım programları başlatarak  ekonomiyi desteklediler tabi bu sürede Tüketici güveni başta olmak üzere birçok öncü ekonomik gösterge pozitif olarak gelişim göstermeye başladı ve ABD ekonomisi uzun bir aradan sonra büyümeye başladı.
Bununla birlikte Türkiye’de neler olmaya başladı ona bakalım;
Saadet dönemi ülke ekonomisi kalıcı ve köklü reformlar yapamadığı için kalıcı olamayacak ve ABD ekonomisi toparlandıkça,  Dolar güçlendikçe Türkiye Ekonomisi’nde işler terse dönmeye başlayacaktı. Başta Dolar Kuru toparlanmaya başlayacak, büyüme beklenenin altında gerçekleşmeye başlayacak, enflasyon belirlenen hedefe bir türlü indirilemeyecek ve TCMB Başkanı bu durumu açıklayan bir mektup kaleme almak zorunda dahi kalacaktı. Bu Doların Kürsel olarak güçlenmesinin bir sonucuydu elbet birde buna TL’ deki değer kaybı eklenecek ve Dolar kuru Cumhuriyet Tarihinin en yüksek seviyelerini test edecekti. Peki  TL neden değer kaybedecekti, Makalenin başında da belirttiğimiz gibi sermaye huzur ve sükuneti sever huzur ve sükunetin olmadığı yerde barınamaz kaçar. Başta Suriye de meydana gelen iç savaş bölgede IŞİD adında bir terör örgütünün türemesi ve Türkiye’nin bu örgüte destek verdiği haberlerinin uluslararası arenada sıkça gündeme getirilmesi, gezi parkı olayları, 17-25 Aralık tapeleri,  paralel devlet söylemleri ve darbe girişimleri, Ekonomik ambargo uygulanan İran ile Türkiye’nin illegal yollardan ticaret yaptığı ve bunu Reza Zarrab’ın  aracılığı ile yapmasının tapelerde ve sorgularda ortaya çıkması, ülkedeki siyası gerilimin artması ve başkanlık sistemi tartışmaları son olarak  Cumhurbaşkanının TCMB üzerinde faizlerin indirilmesi hususunda baskı kurması Dolar kurunu 2,64 seviyelerine getirdi.

        Doların Yükselişinin Ekonomiye Etkileri

           Peki Dolar kuru tarihin en yüksek seviyelerini görürken Türkiye Ekonomisi bundan nasıl etkilendi. Yoksa siyasilerin söylediği gibi Burası Türkiye Bizim para birimimiz Türk Lirası Dolar ile işimiz yok vatandaşı da etkilemez söylemi doğru muydu ? elbette doğru değil bunu bir örnekle açıklamak gerekirse:  Rusya’ dan doğalgaz alımında %10 indirim aldığımızı müjdeleyen Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı ancak bu indirimin hane halkına maliyetlerden ötürü yansıyamayacağını söyleyerek gerekçe olarak kurdaki artışı gösterdi. Peki petrol fiyatı 90 dolarlardan 50 dolarların altına geldiğinde bu pompaya ne kadar yansıdı ya da toplu taşımaya ya beklenenden az ya da hiç bunun sebebi petrol ve doğalgazı  ve daha buna benzer birçok şeyi yurtdışından Dolar ile ithal ediyor olmamız. Kur yükseldikçe ülke maliyetleri daha çok artarak cari açık yükseliyor ve hane halkı yukarıdaki örnekte de bahsettiğimiz gibi olumsuz etkileniyor dolayısı ile Dolar Kuru Türkiye Cumhuriyeti’ni çok yakından ilgilendiriyor. Kurdaki bir birimlik artış hem ülke borçları hem de dolar borcu bulunan şirketlerin maliyetlerini arttırmaya devam ediyor. Eğer kurdaki yükseliş devam ederse 2008 yılında ABD ‘nin başına gelen Türkiye’nin başına gelebilir tabi Türkiye’nin ABD gibi kısa sürede düzlüğe çıkması hiç kolay olmayacaktır.






4 Şubat 2015 Çarşamba

BLOG YAZARAK PARA KAZANMANIN İPUÇLARI


           ‘Blog Yazarak Para Kazanma Gerçeği’ isimli makalemizi okuduysanız, son satırlarımızda bir sonraki makalemizde daha teknik detaylara ineceğimizi söylemiştik.  Şu an okumakta olduğunuz ‘’Blog Yazarak Para Kazanmanın İpuçları’’ adlı makalemizde blog yazarak para kazanmanın ipuçlarını siz değerli okuyucularımızla paylaşmaya çalışacağız, paylaşacağımız ipuçları size kısa zamanda zengin olma kapılarını açmayacak olup sadece farklı bir bakış açısı yaratacaktır. Umut tacirliği yapmanın bir anlamı yok. Konu ile ilgili daha önceki makalede paylaştığımız gibi blog yazarlığının temel prensibi dürüstlük ilkesidir. Bu makaleyi okumadan önce ‘ Blog Yazarak Para Kazanma Gerçeği ‘ isimli makaleyi okumanızı tavsiye ederim.

           Web Sitesi Sahibi Olmak
          Öncelikle yazdığınız makaleleri paylaşacağınız bir web sitesine ihtiyacınız var. Bu işi yapan kurumlarla belirli fiyatlar üzerinden anlaşarak tasarımı, alan adı v.b her şeyi tamamlanmış bir web sitesi satın alabilirsiniz ancak bu iş size daha kazandırmaya başlamadan maliyet çıkartmaya başladı bile değil mi? Hemen vazgeçmeyin çünkü size bir müjdem var, hiçbir ücret ödemeden bir site sahibi olabilirsiniz  Wordpress, Blogger gibi siteler size kendi uzantı adıyla web sitesi sahibi olma imkanı veriyor üstelik ismine ve tasarımına karar vermek sizin elinizde olacak. Mesela ben blogger sitesini kullanıyorum. İlerleyen dönemlerde isterseniz alan adını belirli bir meblağ karşılığında satın alabilir ( 10-20 Dolar) blogspot uzantısını kaldırabilirsiniz.
Web sitesine isim verirken,  lütfen yazmaya karar verdiğiniz konuya yakın şeyleri düşünerek bir isim oluşturun. Örneğin sağlık konulu içerikler paylaşacaksanız kendi isminizi içeren bir web sitesi ismi oluşturmayın bu sizi google aramalarında üst sıralara çıkarmayacaktır. Bizim temel amacımız ise google sıralamalarında en üst sıralara çıkmak olacaktır.  Örnek vermek gerekirse; www.saglikligunler.blogspot.com.tr  www.mutlulukicinsaglik.blogspot.com.tr paylaşacağınız içeriklere daha uygun birer blog adı gibi duruyor ne dersiniz ? …

           Bloğunuz Hazır Peki Ne Yazacaksınız ?
           Bloğunuzu olur olmaz her konuyla doldurmayın, hayata dair her şey sloganı ile yayına başlayıp çöp olan internette oldukça fazla blog bulunmaktadır. Bu nedenle bir konuya yoğunlaşarak bu konu hakkında içerikler oluşturmaya bakın, seçeceğiniz konu bildiğiniz ilgi alnınıza giren araştırmaktan keyif aldığınız ve popüler olan bir konu olmalı aksi takdirde beklediğiniz sonuçları almak imkansız olabilir. Örneğin www.evdecalisarakkazan.blogspot.com.tr,  ‘ Başka İşlerde Değil Evde Çalışarak Kazan’ sloganı ile yola çıkarak,  finans piyasaları, girişimcilik fikirleri ve İnternetten nasıl para kazanılır gibi konular hakkında içerikler paylaşır. Amacımız arama motorlarında bloğumuzu üst sıralara taşıyabilmektir. İnternet kullanıcıları bir konu hakkında arama yaparken genelde ilk linke ve ilk sayfaya bakar o nedenle sitemize trafik çekebilmek için bloğumuzu olabildiğince üst sıralara çıkarmamız gerekecek. Bunu yapmak zor değil popüler konularla ilgili düzenli olarak özgün makaleler yazar,  makale yazarken uyulması gereken temel kuralları da uygularsak bu konuda sıkıntı çekmeyiz.
          
           Blog Yazarken Uyulması Gereken Kurallar   
           Blog yazarak para kazanmanın ipuçlarından en önemlisi, imla kurallarına uygun özgün yani kopya olmayan içerikleri düzenli olarak paylaşmaktır. Google bloğunuzu incelerken bir takım algoritmalar sayesinde bunu gerçekleştirir. Eğer başka sitelerden kopya içerik paylaşırsanız bunu algılar bloğunuzu arama seçeneklerinde göstermez veya en son sıraya atarak sizi cezalandırır. Daha fazla içerik paylaşmak adına bu hataya düşmeyin. En azından haftada bir içerik paylaşmanız gerekecektir. Siz özgün ve imla kurallarına uygun içerikler paylaştıkça google sizi arama motorlarında daha üst sıralara taşıyacaktır. İçeriklerinize abartıdan uzak olacak şekilde görseller ve video eklentilerinde bulunabilirsiniz bu bloğunuzun üst sıralara çıkma olasılığını arttıracaktır.
Makalelerden Yazarak Nasıl Para kazanılır
Blog  yazarak para kazanmanın ipuçları isimli makalelimizde buraya kadar incelenen konulara şöyle bir göz atacak olursak; hiçbir ücret ödemeden nasıl blog sahibi oluruz bloğumuza alan adı verirken ve içerikler oluştururken nelere dikkat etmemiz gerekir. Neden bloğumuzu en üst sıralara çıkarmamız gerekir. Neden kopya içeriklerden uzak durmamız gerekir gibi konulara değindik. Peki ama bu yazılardan nasıl para kazanacağız dediğinizi duyar gibiyim. Elbette yazdığımız içerikler bize doğrudan para kazandırmayacak. Bize para kazandıracak konular Reklamlar ve Satış ortaklığı programı olacak Bloğunuzda en az 10 içerik paylaştıktan sonra Google Adsenseye kaydolun Adsense sitenizi denetleyecek ve denetlemeden başarıyla çıkarsanız. Google adsense reklamlarını sitenizde yayınlayacaksınız ve reklamlara tıklama başına para kazanacaksınız. Tıklama başına 0.20, 0,30 TL veren reklamlar mevcut ancak bu imkanı sağladınız diye bloğunuzun her bölümünü reklama boğmayın yoksa ziyaretçileriniz sıkılarak sitenizde fazla zaman geçirmeden ayrılacaklardır. Paylaştığınız içeriklerle uyumlu reklamlar paylaşmaya özen gösterin sağlık konulu içerikler paylaşıyorsanız sitenizde havayolları veya finans içerikli reklamlar paylaşmak ne kadar uygun olabilir.
  Bir matematik yapmak gerekirse;
Örneğin 0,30 TL olan reklamlarınıza günde en az 10 kişi tıklarsa
0.30*10 = 3 TL ayda ise 3*30= 90 TL gelirin sahibi olacaksınız. En büyük gelir kapınızın Google Adsense reklamları olduğun unutmayın. Bu nedenle çok fazla trafiğe ihtiyacınız olacak. Bu ziyaretçi trafiğine nasıl ulaşabileceğinizi makalenin ilerleyen satırlarında paylaşacağım.
Bir diğer gelir kapınız satış ortaklığı programı olacaktır.  Xticaret. Com satış ortaklığı linki veren şirketlerin buluştuğu bir platform ve siteye 20 TL gibi bir ücretle kaydolabiliyoruz. Maalesef sizi bu maliyetten kurtaracak bir fikre sahip değilim satış ortaklığı programını kullanacaksanız 20 TL ödemek durumunda kalacaksınız. Örneğin bir sağlık ürününün satış ortaklığı programı olduğunu düşünelim aknelere karşı bir ürünün satış ortaklığı programı mevcut sizde bu ortaklığa başvuruyorsunuz ve size bir link veriliyor bu link ziyaretçiyi ürünün ana sayfasına yönlendiriyor. Size düşen bu ürünün tanıtımını yapmak ve ziyaretçiyi size verilen link üzerinden anasayfaya yönlendirerek ürünü satın almasına teşvik etmek ancak burada belirtmeliyim ki ürünü satmak için ürünü şişirmeyin eğer ziyaretçilerinizi kandırırsanız bir daha bloğunuzu ziyaret etmeyeceklerdir. Kim sahtekar birinin bloğunu takip ederek onun içeriklerini okumak ister ki eğer bilmediğiniz güvenmediğiniz bir ürün varsa o ürünün tanıtımını yaparak risk almayın. En baştada belirttiğim gibi blog yazarak para kazanmanın ipuçlarından en önemlisi dürüst olmaktır. Ürün ile ilgili tanıtıcı içeriğinizi oluşturduktan sonra bu içeriklerin arasına size verilen satış ortaklığı linkini paylaşarak ziyaretçilerinizin ilgisini çekebilirsiniz.

        Nasıl Trafik Çekerim
        Burda trafikten kasıt ziyaretçidir sitemize ziyaretçi çekebilmek bloğumuzdan para kazanabilmek için önemli ne kadar çok ziyaretçi o kadar çok gelir bir denklem olarak düşünülebilir. Bloğunuzun adını google arama motoruna yazdığınızda ilk sayfada yer almalı çünkü en yüksek trafiği buradan sağlayacaksınız bunun içinde yukarda değinilen kurallara uygun içerikler paylaşmanız gerekecek. Sosyal paylaşım sitelerinde ( Facebook, Twitter, Linkedin ) Bloğunuzun profilini oluşturarak kişisel sayfalarınızda paylaşmanız bloğunuzun popülerliğini arttırarak sosyal paylaşım sitelerinden ziyaretçi çekmenizi sağlayacaktır. Kendi içerikleriniz ile ilgili konularda yayın yapan sitelerde bloğunuzu paylaşmanız size bu sitelerden ziyaretçi çekmenizi sağlayacaktır. Bunlar ücretsiz reklam türlerine Örnek olup google adwors ile ücretli reklamlarda oluşturabilirsiniz. Kendi bloğunuzda iletişim bilgilerinizi mutlaka doldurun belki başka sitelerden yazarlık veya reklam için teklif alabilirsiniz her içeriğiniz yoruma açık olsun ve mutlaka yapılan yorumlara cevap verin bu samimiyet ziyaretçilerinizin hoşuna gidecektir.

       Sonuç
       Blog yazmak ve bu işten para kazanmak sanıldığı kadar kolay değil 2-3 blog yazıp zengin olmak düşünceniz varsa hayal kırıklığına uğramadan bu işten vazgeçin. Blog yazarak para kazanmanın ipuçlarını verdiğimiz bu makalede amacımız konu ile ilgili değerli okurlarımıza bir bakış açısı kazandırmaktı.
Bol Kazançlar     



                                                           



1 Ocak 2015 Perşembe

PARAMI NEREYE YATIRMALIYIM ?

PARAMI NEREYE YATIRMALIYIM ?
Son dönemlerin en popüler konularından biri tasarruflarımızı nerede değerlendireceğimiz, belki  bu sorudan önce aklınıza şu gelebilir, tasarruf edebiliyor muyuz ?  Asgari ücretin  1134 TL açlık sınırının 2000 TL civarında olduğu ülkemizde tasarruf edebiliyorsanız öncellikle sizi en içten dileklerimle tebrik ediyorum. Ancak edemiyorum diyorsanız da  üçe beşe bakmadan bir kenara her ay para atıp kazancınızdan küçük bir miktarda olsa tasarruf etmenizi öneririm.
Peki kazandığımız parayı nereye yatıracağız, nerede değerlendireceğiz. Öncelikle yatırım alanlarını inceleyelim;




Toprağa Yatırım: Genelde muhafazakar kesim yatırımcıların yer aldığı alandır. Her toprağa yapılan yatırım kazandırır mı bu zor bir soru ama doğru yerden doğru maliyetle doğru toprağı alabilirseniz. Bunun size geri dönüşümü çok büyük olabilir. Örneğin:  3.köprünün geçtiği yerde toprak sahipleri çok iyi paralar kazandı Sabiha Gökçen Havaalanı yapım aşamasındayken Kurtköy tarafından toprak sahibi olan kişiler Havaalanı, Viaport AVM gibi yapıların tamamlanmasıyla topraklarından iyi gelirler elde etti kimileri birkaç kat karşılığında topraklarını inşaat şirketlerine devrettiler. Eğer belirli bir mekanda ciddi bir yatırımın başlayacağı bilgisine ulaşırsanız bu mekanlara yakın yerden toprak alabilirseniz yatırımın tamamlanmasının ardından toprağınızdan %100-200 gibi bir prim kazanmanız söz konusu olabilir.


Vadeli Mevduat: Eğer ben sıfır risk ile tasarruf ettiğim birikimimden para kazanmak istiyorum diyorsanız birikiminizi herhangi bir bankada açtığınız vadeli mevduat hesabınıza yatırıp faiz getirisi elde edebilirsiniz kazancınız az olsa da riskiniz neredeyse sıfıra yakındır. Böyle bir karar alırsanız piyasadaki tüm bankaları araştırmanızı tavsiye ederim çünkü çeşitli kampanyalara sahip daha yüksek faiz getirisi sunan bankalar olabiliyor.

Borsaya Yatırım: Kardeşim ben dişimle tırnağımla günde en az sekiz saat çalışarak, zor şartlar altında kazandığım, bu kazandığımdan arttırdığım tasarrufumu değerlendirmek istiyorum sen bana paramı kumara yatırmamı söylüyorsun dediğinizi duyar gibiyim ancak öncelikle borsanın bir kumar masası değil yatırım platformu olduğunu hatırlatırım sadece bu yatırım platformunu kumar masası gibi gören insanlar var ve siz paranızı kaybetmek istemiyorsanız o insanlardan olmayacaksınız nasıl mı?  Öncelikle bu işin tekniğini öğrenip bir hisse senedi satın alacaksınız. Bu işin tekniğini öğrenmek için aşağıdaki kaynaktan yararlanabilirsiniz.


Altına Yatırım:  Ons fiyatı 2000 dolarlardan 1100 dolarlara kadar düşen altın uzun vadeli düşüş trendi içerisinde. Belirli bir bantta inişler yükselişler kaydediyor ancak kişisel fikrim altın artık güvenli liman olmaktan çıktı uzun vadede çok para kazandıracağını düşünmüyorum. Eğer kısa vadeli yükselişlerinden para kazanmak istiyorsanız da gidip bunu fiziki alış satışla yapmayın bu hem riskli hem maliyetli. Riski, bu altınları evde tutarsanız çalınma ihtimali çok yüksek. Maliyeti, bu altınları saklamak için bankada bir kasa açarsanız kasa kirası ödersiniz. Altının kısa vadeli düşüş ve yükselişlerinden para kazanmak istiyorum derseniz hemen bir forex hesabı açarak altın işlemlerine başlayabilirsiniz üstelik sadece yükselişlerden değil düşüşlerden de para kazanabilirsiniz.  Ancak bu işleme başlamadan önce forex piyasasını iyice tanımanızı ve işleyişini öğrenmenizi öneririm aşağıdaki linkten aynı zamanda benimde çalıştığım şirketin üyelik formu doldurarak üye olabilir ve hiçbir ücret ödemeden piyasa hakkında bilgi edinebilirsiniz.


Döviz Yatırımı: Yatırım alanlarından bir başkası ise döviz yatırımı. Birikimim ile Euro veya Dolar satın almak istiyorum diyebilirsiniz. Ancak fiziki olarak satın alacağınız Dolar ve Euro ay sonunda size en fazla vadeli mevduatın getirebileceği kazancı getirir. Üstelik riskte fazladır oysa vadeli mevduatta risk sıfıra yakındı o halde fiziki döviz yatırımının hiçbir mantığı yok ancak yukarıda bahsettiğim forex piyasasında döviz işlemlerinizi yapabilir ve kaldıraç sayesinde Doların veya Euro’nun yükseliş veya düşüşlerinden kısa vadede daha fazla para kazanabilirsiniz öncelikle forex piyasası hakkında eğitim almanız gerekmektedir.   
                
İş Kurmak: İş kurmak en mantıklı yatırım alanlarından biri gibi gözükse de yüksek bir sermayeye ihtiyacınız olacaktır en az 50.000 TL gibi  5.000 TL 10.000 TL gibi bir yatırım ile iş kurmak kolay değil ancak planladığınız iş için yeterli sermayeniz varsa günde 8 saat başkalarına çalışmak yerine tabiî ki kendinize çalışmanız çok büyük bir yatırım alanı olacaktır.

Strateji: Ben yukarıdaki yatırım türlerinden birini önermiyorum bir kaçını öneriyorum yani bir yatırım sepeti oluşturacağız. Tüm yumurtaları bir sepete koymayacağız riski dağıtacağız böylece riski azaltmış olacağız. Örneğin  10.000 TL’ miz var bu çok büyük bir rakam değil ama eminim Türkiye’de bu kadar dahi tasarrufu olmayan insanlar var neyse bu para ile toprak satın almamız oldukça zor o yüzden diğer yatırım alanlarına yöneleceğiz.  Bir kere ne kadar tasarrufumuz olursa olsun bunun yarısını bankada vadeli mevduatta tutalım bu para bizim emniyetimiz için önemli ayrıca faiz getirisine sahip olacağız geriye kaldı 5.000 TL bu paranın 3.000 TL’ sini borsada gayet kurumsal, kar dağıtım politikasına sahip bir şirketin hisse senedini satın alarak değerlendirelim ve al- sat kesinlikle yapmayalım. Geriye kaldı 2.000 TL şu ana kadar yaptığımız yatırımlar uzun vadeli yatırımlardı yani paramızı aldık iki çeşit toprağın altına gömdük birkaç yıl sonra çıkartacağız ve bakacağız paramıza son durum ne olmuş diye. Geriye 2.000 Tl kalmıştı bu parayı uzun vadeli değil kısa vadeli işlemler için forexte kullanabiliriz forex kadar kısa vadede kazandıran ve kaybettiren başka bir platform yok. Kaybetmek istemiyorsak forex işlemlerine başlamadan önce gerekli eğitimimizi alacağız bu işi öğreneceğiz öğrendikten sonra işlemlerimize başlayacağız sizin uzun yıllar çalışarak kazandığınız 10.000 Tl’ye forex piyasasından bir ayda ulaşmanız doğru yatırım ve stratejiyle mümkün.


Sonuç Olarak: Yatırım alanlarını çoğaltabiliriz ama mutlaka riski, birden fazla yatırım alanına paramızı yatırarak azaltalım. İster 1.000 ister 100.000 TL ne kadar birikmişiniz olursa olsun bunun yarısını mutlaka vadeli bir hesapta tutun ve en az %10’luk kısmını kısa vadeli işlemlerden kazanabileceğiniz para için ayırın. Unutmayın ki kısa vadede forex kadar size hızlı para kazandırabilecek bir platform yok.  Forex hakkında daha fazla bilgi edinmek için üye olunuz.  http://www.xticaret.com/xticaret/?2033_80044