English French German Spain Italian Dutch Russian Portuguese Japanese Korean Arabic Chinese Simplified

++Sitene Ekle
iktisat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
iktisat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Mart 2015 Salı

DOLARIN YÜKSELİŞİ VE EKONOMİYE ETKİLERİ

                Bu makale ‘Doların Yükselişi ve  Ekonomiye Etkilerinden’ bahsedilmek üzere hazırlandı. Eğer az çok ekonomiyi takip ediyorsanız doların çok hızlı bir şekilde yükseldiğini görmüşsünüzdür. Belki de birikiminiz ile dolara yatırım bile yapmış olabilirsiniz.
               
                Peki ama Dolar neden bu kadar yükseldi ? ekonomi bundan nasıl etkilendi ? Yoksa siyasilerin söylediği gibi doların yükselmesi vatandaşları ilgilendiren bir konu değil mi ?

       Doların Çöküşü
                
                Öncelikle zamanda bir yolculuk yapalım ve 2008 yılına gidelim dünyanın en büyük bankalarından biri olan Lehman Brothers’ in 613 milyar Dolar borcu sebebiyle iflasıyla ABD tarihinin en büyük iflasını yaşadı. Bu iflasa sebep olan ABD’ de meydana gelen mortgage kredilerinin geri ödenememesiydi bununla birlikte Tüm Avrupa ve ABD’ de ekonomik göstergeler negatife dönerken tüm dünya ekonomisi neredeyse resesyona girdi.

Resesyon: Herhangi bir ekonomide iki veya daha fazla çeyrek yıllık periyotta arka arkaya büyümenin negatif olması demektir.

    Dolayısı ile ülke ekonomileri küçüldü, sermaye girişleri durdu, işsizlik arttı ve ülke para birimleri değer kaybetmeye başladı. Ve bu dönem Gelişmekte olan para piyasaları için büyük bir fırsattı çünkü tüm sermaye bu ülkelere akmaya başladı. Ardından gelen Yunanistan’ın iflası İtalya ve İspanya’nın iflasın eşiğinde olması gibi durumlardan ötürü 2008 yılında serbest piyasada Dolar kuru 1.1860 Euro ise 1.7280 fiyatlarını görerek dip yaptı, bu düşüşün sebepleri elbette ki Türkiye’nin ekonomide yapmış olduğu inanılmaz reformlar değil krize giren ABD ve Avrupa’daki sermayenin Gelişmekte olan para piyasalarına akmasıydı bununla birlikte kurlar düşmüş enflasyonda kademeli olarak 2008’den 2011 yılına kadar düşüşler yaşamıştır. Altın’ın 10 yıllık ons fiyatını incelediğimizde ise 2006 yılından itibaren başlayan yükselme trendi hız kazanmış ve bu yükseliş trendi 2011 yılına kadar sürerek fiyatlar 1800 doların üzerine çıkmıştır. Altın fiyatlarına baktığımızda da 2006 yılında başlayan yükseliş trendi aslında 2008’de çıkacak büyük krizin habercisi niteliğinde olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü altın ve gümüş gibi değerli metaller güvenli liman vazifesi görür ve ekonominin durgunluğa girdiği dönemlerde sermaye bu metallere akar. 10 yıllık ons fiyatlarını incelediğinizde daha net görebileceksiniz. Huzur ve sükunetin olmadığı ortamlarda sermaye durmaz kaçar bununla birlikte Tüm Avrupa ve ABD’den çıkan sermayenin bir kısmı da Türkiye Cumhuriyeti’ne girdi bunun sebebi elbette ki Türkiye’de mevduata verilen yüksek faizdi Türkiye’de sıcak paraya bağlı bir ekonomi olduğu için 2008-2011 yılları arası yanıltıcı bir refah dönemi yaşandı. Kurların düşüşü, enflasyonun düşüşü tüm dünya resesyona girerken Türkiye’nin beklenende daha iyi bir büyüme verisi kaydetmesi cari açığın düşüş göstermesi gibi olumlu ekonomik veriler hep bu yanıltıcı refah döneminde yaşandı. Tüm Dünya’nın resesyona girmesi ve birçok ekonominin mevduat faizlerinde 0 veya – faiz vermesi bu ekonomilerden çıkışa ve sermayenin gelişmekte olan para piyasalarına akmasına sebep oldu. Ve Türkiye ayağına gelen bu fırsatı iyi kullanamadı


Doların Yükselişi

ABD Merkez Bankası FED çok akıllı bir strateji izleyerek ülke ekonomisini toparladı ve bence bunu çok kısa sürede başardı. Negatif faiz politikası izleyerek paranın ekonomide farklı iş kollarına akmasını sağladı yeni açılan iş kolları yeni istihdam alanları oluşturdu ve kademeli olarak işsizliği düşürdüler. Varlık alım programları başlatarak  ekonomiyi desteklediler tabi bu sürede Tüketici güveni başta olmak üzere birçok öncü ekonomik gösterge pozitif olarak gelişim göstermeye başladı ve ABD ekonomisi uzun bir aradan sonra büyümeye başladı.
Bununla birlikte Türkiye’de neler olmaya başladı ona bakalım;
Saadet dönemi ülke ekonomisi kalıcı ve köklü reformlar yapamadığı için kalıcı olamayacak ve ABD ekonomisi toparlandıkça,  Dolar güçlendikçe Türkiye Ekonomisi’nde işler terse dönmeye başlayacaktı. Başta Dolar Kuru toparlanmaya başlayacak, büyüme beklenenin altında gerçekleşmeye başlayacak, enflasyon belirlenen hedefe bir türlü indirilemeyecek ve TCMB Başkanı bu durumu açıklayan bir mektup kaleme almak zorunda dahi kalacaktı. Bu Doların Kürsel olarak güçlenmesinin bir sonucuydu elbet birde buna TL’ deki değer kaybı eklenecek ve Dolar kuru Cumhuriyet Tarihinin en yüksek seviyelerini test edecekti. Peki  TL neden değer kaybedecekti, Makalenin başında da belirttiğimiz gibi sermaye huzur ve sükuneti sever huzur ve sükunetin olmadığı yerde barınamaz kaçar. Başta Suriye de meydana gelen iç savaş bölgede IŞİD adında bir terör örgütünün türemesi ve Türkiye’nin bu örgüte destek verdiği haberlerinin uluslararası arenada sıkça gündeme getirilmesi, gezi parkı olayları, 17-25 Aralık tapeleri,  paralel devlet söylemleri ve darbe girişimleri, Ekonomik ambargo uygulanan İran ile Türkiye’nin illegal yollardan ticaret yaptığı ve bunu Reza Zarrab’ın  aracılığı ile yapmasının tapelerde ve sorgularda ortaya çıkması, ülkedeki siyası gerilimin artması ve başkanlık sistemi tartışmaları son olarak  Cumhurbaşkanının TCMB üzerinde faizlerin indirilmesi hususunda baskı kurması Dolar kurunu 2,64 seviyelerine getirdi.

        Doların Yükselişinin Ekonomiye Etkileri

           Peki Dolar kuru tarihin en yüksek seviyelerini görürken Türkiye Ekonomisi bundan nasıl etkilendi. Yoksa siyasilerin söylediği gibi Burası Türkiye Bizim para birimimiz Türk Lirası Dolar ile işimiz yok vatandaşı da etkilemez söylemi doğru muydu ? elbette doğru değil bunu bir örnekle açıklamak gerekirse:  Rusya’ dan doğalgaz alımında %10 indirim aldığımızı müjdeleyen Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı ancak bu indirimin hane halkına maliyetlerden ötürü yansıyamayacağını söyleyerek gerekçe olarak kurdaki artışı gösterdi. Peki petrol fiyatı 90 dolarlardan 50 dolarların altına geldiğinde bu pompaya ne kadar yansıdı ya da toplu taşımaya ya beklenenden az ya da hiç bunun sebebi petrol ve doğalgazı  ve daha buna benzer birçok şeyi yurtdışından Dolar ile ithal ediyor olmamız. Kur yükseldikçe ülke maliyetleri daha çok artarak cari açık yükseliyor ve hane halkı yukarıdaki örnekte de bahsettiğimiz gibi olumsuz etkileniyor dolayısı ile Dolar Kuru Türkiye Cumhuriyeti’ni çok yakından ilgilendiriyor. Kurdaki bir birimlik artış hem ülke borçları hem de dolar borcu bulunan şirketlerin maliyetlerini arttırmaya devam ediyor. Eğer kurdaki yükseliş devam ederse 2008 yılında ABD ‘nin başına gelen Türkiye’nin başına gelebilir tabi Türkiye’nin ABD gibi kısa sürede düzlüğe çıkması hiç kolay olmayacaktır.